Doğa günden güne daha fazla yıpranıyor. Bunun sebebi ise; biz, insanlar… Aşırı tüketim, gıda israfı, sanayileşme ile artan fabrikalar derken Dünya’nın her noktasını biraz daha bitiriyoruz. Böyle giderse uzak gibi görülen sıfır noktasına daha hızlı bir şekilde yaklaşıyoruz. Çünkü yıpratmak ve yok etmek kolay olsa da bir şeyleri düzeltmek için daha fazla çabaya ve zamana ihtiyacımız olduğu kesin… Dünya’ya verdiğimiz zararı hesaplayarak ve bunlara göre yaşam tarzımızı gözden geçirerek düzeltmeye başlayabiliriz.
Peki, bu hesaplamayı nasıl yapacağız? İşte, bu sorunun sonucunda karşımıza “karbon ayak izi” terimi çıkıyor. Bireylerin ya da kurumların atmosfere gönderdikleri tüm karbon miktarı için kullanılan bu terim, içerisinde gıdadan ulaşıma yaşam ile ilgili pek çok unsuru barındırıyor. Karbon ayak izinin kapsadıklarına ve bu miktarı azaltmanın yollarına bakıldığında çevre, sağlık ve gelecek ile farkındalığın gerekliliği daha iyi anlaşılıyor. Yıprattığımız gibi düzeltmek için sadece bir adım atmak gerekiyor.
Karbon ayak izi nasıl hesaplanır?
Karbon salınımı, küresel ısınma gibi ciddi çevresel problemin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Her alanda çevreye aşırı bir karbondioksit çıkışı söz konusu olduğu için bu durum, daha da tehlikeli hale geliyor. Bunun için her bireyin karbon ayak izini hesaplayıp buna bağlı önlemler alması gerekiyor.
Karbok ayak izi, ikiye ayrılıyor. Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan karbondioksit emisyonlarının ölçüsünü kapsıyor. İkincil ayak izi ise kullandığımız tüm ürünlerin yapımından en sonunda bozulmalarına kadar dolaylı karbondioksit emisyonlarının ölçüsünü ele alıyor. Özellikle ikincil ayak izini azaltmak için yaşam tarzında yapılabilecek uygulanabilir ve etkili çözümlerle her birey, büyük bir sorunun çözümüne katkıda bulunabiliyor.
Her birey, tükettiği besinleri, tercih ettiği ulaşım araçlarını, elektrik tüketimi gibi detayları dikkate alarak karbon ayak izini hesaplayabiliyor. Genel anlamda bakıldığın da ise karşımıza korkunç bir oran çıkıyor. 2010 verilerine göre Türkiye’nin kişi başına düşen karbondioksit üretme miktarı 4,1 ton olduğu belirtiliyor. Bu yüksek miktarı düşürmenin yolu da yaşamımızdaki detaylardan geçiyor.
Karbon ayak izinde en büyük paya sahip faktörler nelerdir?
Araba kullanırken yakılan yakıt, evi ısıtırken harcanan enerji ve tüketilen besinlerin üretim süreci gibi tüm bu detaylar belirli bir karbon salınımına sebep oluyor. Günümüz koşullarında bazılarından vazgeçmek ya da azaltmak gibi çözümler, uygulanabiliyor olarak gözükmüyor. Ancak bireysel alanda yapacağınız küçük değişimler sayesinde etkili çözümler almak mümkün oluyor.
Karbon ayak izinde en büyük paya sahip olan faktörlere bakıldığında ulaşım, elektrik gibi her türlü alanda kontrolsüz enerji tüketimi, hayvancılık ve atık maddeler karşımıza çıkıyor. Özellikle hayvancılık gibi Dünya’daki tüketimi ve gıda unsurunu temel alan bir nedenin zararını da indirgemek, insanlara bağlı oluyor. İnsanların protein kaygısı ve tüketim çılgınlığı ile tükettiği et ürünlerini azaltarak protein ihtiyacını bitkilerden de alabileceğinin farkına varması gerekiyor. Çünkü et üretiminde kullanılan sudan atmosfere yayılan karbondioksite kadar her bir aşaması Dünya’ya zarar veriyor.
Diğer bir önemli faktör olan kontrolsüz enerji tüketimi için ise her bireyin daha dikkatli ve çevreye karşı daha özenli olması gerekiyor. Bu durumu azaltmak için de araba yerine otobüs veya tren gibi toplu taşıma araçlarının tercih edilmesi, evde tasarruflu aydınlatmalar kullanılması ve evin ısı yalıtımının iyileştirilmesi gibi çözümlerin uygulanması gibi uygulanabilir çözümler bulunuyor.
Sağlıklı beslenmenize yardımcı olacak ürünlerimizi yakından tanımak için Saf Nutrition Ürünlerini inceleyin.
Sürdürülebilir Yaşam için Bitkisel Beslenme başlıklı yazımızı görmek için buraya tıklayarak ulaşabiirsiniz.